Hayatın anlamı nedir? Belki de bu soruyu sorduğunda, kafanda bir sürü düşünce uçuşuyordur. Hatta belki de bu soru, aklındaki en büyük muamma. Hayat, bir çocuk oyununu andırıyor; hepimiz birer oyuncuyuz ve bazen sahnede kaybolmuş gibi hissediyoruz. Ama gerçekten, bu sorunun cevabını verebilecek durumda mısın? Belki de hayatın anlamı, senin içsel yolculuğunda gizlidir.
Şimdi, hayatın anlamını düşünürken, aklına gelen ilk şey ne? Para mı, başarı mı, aşk mı? Küçük insanlar, bu kavramların peşinde koşarak hayatlarını geçirmiyorlar mı? Kendilerini bir yarışta sanıyorlar ama gerçek şu ki, bu yarışın ne kadar anlamlı olduğu sorgulanabilir. Zira, hayatın anlamı, belki de o kalabalığın içinde kaybolmadan, kendi iç sesini dinlemekte saklı.
Birçok insan, hayatın anlamını dışarıda arıyor. Kitaplarda, filmlerde, hatta sosyal medyada… Ama sen hiç düşündün mü, belki de cevap, senin iç dünyanda gizli? O kadar çok ses var ki etrafında; herkes bir şeyler söylüyor ama gerçekten neyi duyabiliyorsun? Belki de bu karmaşanın ortasında, kendi içsel huzurunu bulmak için bir duraksama zamanı gelmiştir.
Kendini bir aynada görmek gibi; bazen ne kadar çirkinleştiğimizi fark edemiyoruz. Ego, çoğu zaman bizden daha büyük bir balon gibi şişiyor. “Ben” dediğimiz o kavram, bir gün patlayacak gibi. Peki, o zaman sen kim olacaksın? Eğer hayatın anlamı, kendinle yüzleşmekse, bu yüzleşme her zaman kolay olmayacak. Belki de korkularınla, endişelerinle yüzleşmek zorundasın. Ama bu, seni daha güçlü kılacak.
Hayatın anlamı, sadece kendi hikâyeni yazmakla ilgili değil, aynı zamanda başkalarının hikayelerine de tanıklık etmekle ilgili. Küçük dünyalarımızda, diğer insanların yaşamlarına bakmak; onların sevinçlerine, hüzünlerine ortak olmak… Hiç düşündün mü, belki de hayatın anlamı, bir başkasının hayatının filminde yönetmenlik yapmaktır? Ama unutmamalısın ki, her filmde olduğu gibi, senin de kendi senaryonu yazma şansın var.
Çoğumuz, başkalarının hayatlarına bakarken, belki de en büyük hatayı yapıyoruz. Başkalarının hikayelerini izleyip, kendi hayatımızı unuttuk. Kendimizi bir başkasıyla kıyasladığımızda, aslında kendi değerimizi sorguluyoruz. Kendimize “Neden ben?” diye sorarak, aslında en büyük yanlışı yapıyoruz. Zira, senin hikâyen, sadece senin kaleminle yazılacak.
Hayatın anlamı üzerine düşündüğünde, belki de aklında bir soru daha belirecek: Gerçekten bunları sorgulamak için hazır mısın? Kendine sorduğun her soru, seni bir adım daha ileriye taşıyacak. Ama bu yolculuk, çoğu zaman çok da kolay olmayacak. Kendini bulmak, kaybolmuş bir oyuncak aramak gibidir. Belki de o oyuncak, yatak altına girmiş ve unutulmuş durumdadır. Ama ona ulaşmak için biraz cesaret ve kararlılık gerekiyor.
Hayatın anlamının peşinde koşarken, zaman zaman kaybolmuş hissetmek de çok normal. Belki de bu kaybolmuşluk, aslında kendini bulmanın ilk adımıdır. Hayat, bir yolculuk; bu yolculukta kaybolmak, yeni keşifler yapmak demektir. Yeter ki kendini bulmak için cesaretin olsun.
Düşüncelerini keşfederken, belki de içindeki o küçük insanın sesini dinlemelisin. Herkesin hayatında bir anlam arayışı var; bu arayış, seni daha derin düşüncelere yönlendirebilir. Ama hangi noktada durup, kendi iç huzurunu bulmak için kendinle hesaplaşmalısın? Hiç düşündün mü, belki de hayatın anlamı, en basit şeylerde gizlidir? Bir gülüşte, bir dostlukta, ya da bir anlık mutlulukta…
Hayatın anlamını sorgularken, kendi iç dünyana yolculuk yapmayı unutma. Dışarıda her şey karmaşık görünebilir ama aslında basit bir cevap seni bekliyor. Unutma ki, bu yazıyı da kendime yazıyorum; sen üzerine alınma istersen… Kendinle yüzleşmek, belki de en büyük cesareti gerektiriyor. Ama bu cesareti gösterdiğinde, belki de hayatın anlamını bulacaksın.
